Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp.
İnsanın kusur ve eksiği, ahlâkî yönü varlıkla
belirlenemez. Bu bakımdan yoksul olması,
geçimini sağlamakta güçlük çekmesi utanılacak
bir durum değildir. Asıl utanılacak durum ve
davranış, gücü varken tembellik edip çalışmamak
ve yoksul düşmektir.
Fare (sıçan) deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna
(kıçına) kabak bağlamış.
1. Yapamayacağı kadar ağır bir iş varken başka
bir iş daha yüklenmek son derece sakıncalıdır.
İnsan önce kendi işini yapıp düzlüğe çıkmalı,
daha sonra başkalarının yükünü omuzlamayı
düşünmelidir. 2. Kendisi sığıntı durumunda iken
yanına bir kişi daha almak yanlış ve tutarsız
bir davranıştır.
Faydasız baş mezara yaraşır.
Mademki yaşıyor, o hâlde bir işe yaramalıdır
insan. Ne kendisine, ne de etrafına bir yararı,
bir kârı dokunmayan ve ona buna yük olan kişinin
yaşaması ile ölmesi arasında bir fark yoktur.
Fazla (artık) mal göz çıkarmaz.
O an için ihtiyaç duyulmayan mal, ne kadar ve ne
türden olursa olsun elden çıkarılmamalıdır. Hiç
umulmadık bir günde ona gerek duyulabilir.
Ayrıca malın çok olmasının kimseye bir zararı da
yoktur.
Fırsat her vakit ele geçmez.
Ele geçirilen imkân veya durumdan en iyi biçimde
yararlanmak gereklidir. Çünkü insanın karşısına
çok seyrek çıkar.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar.
Yoksulun şansı hemen hemen hiç gülmez. Onun
eline geçen imkânlar da öyle çok değildir.
İmkânları sınırlıdır; bunun için, hangi işe el
atarsa atsın, zengin gibi kazanamaz. Umduğundan
fazla kazandığı görülmemiştir. |
|