Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış bu yazıyı.
“Dünyada sevilmek istemeyen
kişi yok gibidir diye başlıyor.
Ama sevgi nedir?, nerede bulunur?, biliyor muyuz?”
diye soruyor. Sonra anlatmaya başlıyor... Sevgi üç
türlüdür.
Birincinin adı 'Eğer' türü sevgi. Belli beklentileri
karşılarsak bize verilecek
sevgiye bu adı takmış yazar. Örnekler veriyor: eğer iyi
olursan baban,
annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli kişi olursan,
seni severim.
Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni
severim.
Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur diyor.
Karşılık bekleyen sevgi.
Yazara göre evliliklerin pek çoğu 'Eğer' türü sevgi
üzerine kurulduğu için
çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek
hallerine değil,
hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık
oluyor ve beklentilere giriyorlar.
İkinci tür: 'Çünkü' türü sevgi...
Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür
sevgide kişi bir şey olduğu,
bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için
sevilir. Başka birinin onu sevmesi,
sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Örnek
mi? Seni seviyorum.
Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni seviyorum. Çünkü
o kadar popüler,
o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum.
Çünkü bana o kadar güven veriyorsun. Seni seviyorum.
Biri dışa gösterdikleri öteki yalnızca kendilerinin
bildiği. İnsanlar sandıkları kişi
olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse korkusu
buradan doğar.
İkincisi de ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni
sevmez olurlarsa endişesidir.
Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın
yüzü patlayan kazanla
parçalanmış. Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı
nişana bozup onu terk etmiş.
Daha acısı ayni kentte oturan anne ve babası, hastaneye
ziyarete bile gelmemişler,
artık çirkin olan kızlarını. Sahip olduğu sevgi, sahip
olduğu güzellik temeli
üstüne kurulmuş olduğundan bir günde ölmüş. Güzellik
kalmayınca sevgi de
kalmamış. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş...
Japon yazar toplumlardaki sevgilerin çoğu 'Çünkü'
türündendir ve bu tür sevgi,
kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür diyor.
Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve
işte sevgilerin en gerçeği:
Üçüncü tür sevgi: 'Rağmen' ...
Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey
beklenmediği için?
Eğer türü sevgiden farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir
niteliğine dayanıp
böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için
Çünkü türü sevgi de değil.
Bu üçüncü tür sevgide, insan Bir şey olduğu için değil,
Bir şey olmasına rağmen
sevilir. Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en
korkunç kamburu olmasına
Rağmen sever. Asil, yakışıklı, zengin delikanlı da
Esmeralda'ya çingene
olmasına rağmen tapar. Kişi dünyanın en çirkin, en
zavallı, en sefil insanı olabilir.
Bunlara rağmen sevilebilir.
***
Her şeye rağmen sevmek... sevilmek ya da...
Gerçekten de güzel ve özel... “Çünkü”ye ve “Eğer”e gerek
kalmadan |